@lucky6.7l: This one for the bros that like toes not me #diesel #truck #trucktok #fyp #fypシ

Lucky🍀
Lucky🍀
Open In TikTok:
Region: US
Tuesday 16 September 2025 19:13:38 GMT
35161
7429
73
1657

Music

Download

Comments

porterh350
porterh350 :
These Cummins guys outta hand
2025-09-16 19:29:48
35
kw030319
no caller id :
for the record he’s never sucked my toes don’t let him fool u
2025-09-16 21:28:55
19
gqryp
femboy greg 😽💅👨‍❤️‍💋‍👨🎀✨ :
Caption is real
2025-10-24 12:18:22
1
2k1269
2k :
Sent her this, she let me bro 😂
2025-09-22 21:01:00
1
the_150rb_prodigy
The_150r_prodigy :
2025-09-17 12:12:12
18
seafoam_6.7
Ryan Romano :
Stretched 405s go hardddd
2025-09-17 00:45:54
5
dakotaplaysyt
Dakota :
WHAT
2025-09-18 15:45:57
0
llydaddy
𝕶𝖔𝖗𝖞 :
2025-09-17 19:25:07
2
8ball__6.7
Cody :
Caption real
2025-09-18 00:11:39
1
kellen_golka
Kellen🦆 :
2025-09-18 03:54:18
1
brayden.beechy2
️ :
2025-09-17 14:00:25
3
its_daddydowney
its_daddydowney👑 :
see i just can’t repost this
2025-09-17 03:35:33
1
clappedcrf250f
Skyler :
Love the truck bro👌🏻
2025-09-17 15:16:46
1
finn_diasz08
𝓯𝓲𝓷𝓷🦆🎣🛻 :
2025-09-17 16:29:27
2
josiemaeriley
josie mae 💌 :
need me a man like this 😩
2025-09-17 18:21:07
0
owenhoward75
Owen Howard :
2025-09-17 03:28:39
2
toasty.clutch
💫Toast💫 :
2025-09-17 19:58:29
1
uncs_6.7
️ :
2025-09-17 11:45:11
3
taylorsfav6.fo
james👑 :
2025-09-17 14:03:09
2
dylan00088
D¥LAN🦇 :
2025-09-17 14:28:13
1
seth_walling
seth👑 :
2025-09-18 11:46:08
1
cotton_6.7
Kai evans :
2025-09-17 19:35:18
1
hickman_lbz
Austin Hickman 👑 :
You a dog fr
2025-09-17 02:18:17
1
khonergreene0
Khoner🦦 :
2025-09-16 23:41:26
1
drewski.johnson
drewski :
Dude omg
2025-09-17 01:58:02
1
To see more videos from user @lucky6.7l, please go to the Tikwm homepage.

Other Videos

Geçen hafta sosyal medyada gezinirken, bir paylaşım gördüm. Resimde bir tepsi, tepsinin içinde de pilav üstü kavurma, salata, ayran ve helva vardı. Paylaşan kişi resmin altına şöyle yazmıştı; Çok acıktım. Dışarıdan yemek söyleyecektim. Ama gerek kalmadı. Üst komşu ölmüş, sağ olsun! Gülmekle gülmemek arasında gidip geldim bir süre. Sonra aklıma aynı konuyla ilgili başka bir hikâye geldi. Bizzat şahit olduğum bir olay. Bende Twitter’da şunu yazdım; Taziyeevinde, elinde pilav tabağıyla “Pardon, karabiber var mı acaba?” diye soran birisini anlatmışlardı. Garipsemiş ve şaşırmıştım. Şimdi düşünüyorum… Garip olan taziyeevinde pilav yemek mi? Pilava karabiber istemek mi? Yoksa buna şaşırıp garipsemek mi? Sizce? Paylaşımdan sonra kısa bir sessizliğin ardından ortalık coştu. Meğer nasıl kanayan bir yaraya parmak basmışım. Kan revan içinde kaldım. Ne yorumlar, ne hikâyeler… Annesinin vefat ettiği gün mutfakta saatlerce Türk kahvesi pişirenler… Taziye ziyaretinde dağıtılan karton bardaktaki çayı eliyle iterek, merhumun kızına “Huyum kurusun, ince belli haricinde içemiyorum. Sana zahmet…” diye fısıldayanlar… Patatesli pideyle peynirli pideyi takas edenler… Ve daha neler neler! Olay meğer memleket meselesiymiş. Şaşırdım kaldım! Yüzlerce yorum alt alta dizildi. Millet bir yandan kendi yaşadıklarını yazdı. Bir yandan da taziyede karabiber isteyen şahsa öfkelendi.   Böyle aymazlık olur mu? Orası taziyeevi, aşevi değil! Yanına hoşaf da isteseydin bari! Yavşak! Yorumları okurken niçin bu kadar tepki gösterildiğini düşündüm. Yani pilavda, tatlıda bir beis yok da karabibere gelince mi sıkıntı oldu? İşin içinden çıkamadım. Biraz düşündüm. Sonra camdan dışarı doğru bakarak, “Gerçek dostlar ve sevenler o gün pilav da yiyemez. İştahları kaçar. Konu karabibere gelmez yani” dedim kendimce. Hafif duraksadım. Sonra Kendi taziyemi hayal ettim büyük ihtimalle. Düşünceden yüzüme koyu bir gölge düştü. Ve bu gölgeyle birlikte benim zihnimde bir ışık yandı. Bizi asıl rahatsız eden şey “Merhumun yakınlarına çok ayıp oldu” düşüncesinden ziyade, kendi taziyemizde böyle bir olayın yaşanma ihtimali olabilir mi? Acaba hayatın geçiciliğini ve ölümün gerçekliğini şiddetli bir şekilde yüzümüze çarptığı için mi karabiber olayına bu kadar tepki verdik? Şimdi düşünüyorum. Ölmüşüm ve yeni gömülmüşüm. Daha küreklerin çamuru kurumamışken bizim evde bir sürü insan büyük bir iştahla yemek yiyor. Hepsi tanıdık, beni seven veya sevmeyen insanlar haklarını helal edip etmeyenler. Hayatı bana zehir edenler, güler yüz göstermeyen sinsi yılan çıyanlar, akbabalar. Ve bu insanlardan bir tanesi, ağzındaki pirinç tanelerini yuvarlayarak benim çocuklardan karabiber istiyor. Bir başkası “Şu çayı tazele bakalım delikanlı?” diye oğluma boş bardağı uzatıyor. Zıkkımın kökünü yiyesiceler. Evet, gerçekten rahatsız edici bir durum.  Hatta zıkkımın köküne ulaşabilecek kadar derin bir mevzu. Ama dünyanın fâniliğini, insanın acizliğini bundan daha iyi anlatan bir sahne olabilir mi? Müthiş bir hayat yaşamışsın. Kariyerine kariyer katmış, bir sürü başarıya imza atmışsın. Dünyayı gezmişsin. Ödülleri üst üste, torunları yan yana dizmişsin. Ama taziyende millet baharat derdine düşmüş. Kendine âşıkların aşkına gölge düşüren; “Ben olmasam var ya…” ile başlayan o iddialı cümlelerin hepsini merhumla birlikte gömen müthiş bir sahne aslında. Bunu karabiberden öğrenmesek iyiydi gerçi ama öyle denk geldi işte...
Geçen hafta sosyal medyada gezinirken, bir paylaşım gördüm. Resimde bir tepsi, tepsinin içinde de pilav üstü kavurma, salata, ayran ve helva vardı. Paylaşan kişi resmin altına şöyle yazmıştı; Çok acıktım. Dışarıdan yemek söyleyecektim. Ama gerek kalmadı. Üst komşu ölmüş, sağ olsun! Gülmekle gülmemek arasında gidip geldim bir süre. Sonra aklıma aynı konuyla ilgili başka bir hikâye geldi. Bizzat şahit olduğum bir olay. Bende Twitter’da şunu yazdım; Taziyeevinde, elinde pilav tabağıyla “Pardon, karabiber var mı acaba?” diye soran birisini anlatmışlardı. Garipsemiş ve şaşırmıştım. Şimdi düşünüyorum… Garip olan taziyeevinde pilav yemek mi? Pilava karabiber istemek mi? Yoksa buna şaşırıp garipsemek mi? Sizce? Paylaşımdan sonra kısa bir sessizliğin ardından ortalık coştu. Meğer nasıl kanayan bir yaraya parmak basmışım. Kan revan içinde kaldım. Ne yorumlar, ne hikâyeler… Annesinin vefat ettiği gün mutfakta saatlerce Türk kahvesi pişirenler… Taziye ziyaretinde dağıtılan karton bardaktaki çayı eliyle iterek, merhumun kızına “Huyum kurusun, ince belli haricinde içemiyorum. Sana zahmet…” diye fısıldayanlar… Patatesli pideyle peynirli pideyi takas edenler… Ve daha neler neler! Olay meğer memleket meselesiymiş. Şaşırdım kaldım! Yüzlerce yorum alt alta dizildi. Millet bir yandan kendi yaşadıklarını yazdı. Bir yandan da taziyede karabiber isteyen şahsa öfkelendi.   Böyle aymazlık olur mu? Orası taziyeevi, aşevi değil! Yanına hoşaf da isteseydin bari! Yavşak! Yorumları okurken niçin bu kadar tepki gösterildiğini düşündüm. Yani pilavda, tatlıda bir beis yok da karabibere gelince mi sıkıntı oldu? İşin içinden çıkamadım. Biraz düşündüm. Sonra camdan dışarı doğru bakarak, “Gerçek dostlar ve sevenler o gün pilav da yiyemez. İştahları kaçar. Konu karabibere gelmez yani” dedim kendimce. Hafif duraksadım. Sonra Kendi taziyemi hayal ettim büyük ihtimalle. Düşünceden yüzüme koyu bir gölge düştü. Ve bu gölgeyle birlikte benim zihnimde bir ışık yandı. Bizi asıl rahatsız eden şey “Merhumun yakınlarına çok ayıp oldu” düşüncesinden ziyade, kendi taziyemizde böyle bir olayın yaşanma ihtimali olabilir mi? Acaba hayatın geçiciliğini ve ölümün gerçekliğini şiddetli bir şekilde yüzümüze çarptığı için mi karabiber olayına bu kadar tepki verdik? Şimdi düşünüyorum. Ölmüşüm ve yeni gömülmüşüm. Daha küreklerin çamuru kurumamışken bizim evde bir sürü insan büyük bir iştahla yemek yiyor. Hepsi tanıdık, beni seven veya sevmeyen insanlar haklarını helal edip etmeyenler. Hayatı bana zehir edenler, güler yüz göstermeyen sinsi yılan çıyanlar, akbabalar. Ve bu insanlardan bir tanesi, ağzındaki pirinç tanelerini yuvarlayarak benim çocuklardan karabiber istiyor. Bir başkası “Şu çayı tazele bakalım delikanlı?” diye oğluma boş bardağı uzatıyor. Zıkkımın kökünü yiyesiceler. Evet, gerçekten rahatsız edici bir durum. Hatta zıkkımın köküne ulaşabilecek kadar derin bir mevzu. Ama dünyanın fâniliğini, insanın acizliğini bundan daha iyi anlatan bir sahne olabilir mi? Müthiş bir hayat yaşamışsın. Kariyerine kariyer katmış, bir sürü başarıya imza atmışsın. Dünyayı gezmişsin. Ödülleri üst üste, torunları yan yana dizmişsin. Ama taziyende millet baharat derdine düşmüş. Kendine âşıkların aşkına gölge düşüren; “Ben olmasam var ya…” ile başlayan o iddialı cümlelerin hepsini merhumla birlikte gömen müthiş bir sahne aslında. Bunu karabiberden öğrenmesek iyiydi gerçi ama öyle denk geldi işte...

About