@jstrapmusic: 👽 he’s back #alien #inkonnu #fry #lyrics

Jst music
Jst music
Open In TikTok:
Region: MA
Friday 28 November 2025 07:28:04 GMT
6984
453
6
28

Music

Download

Comments

souhailazw
Souhail :
Chnahya L ش
2025-11-28 15:36:47
0
nrgnassim
NRG-NASSIM :
🔥🔥🔥
2025-11-28 10:44:15
0
mehdiaatabou
〽️ehdi Aatabou :
😮‍💨😮‍💨
2025-11-28 18:12:30
1
To see more videos from user @jstrapmusic, please go to the Tikwm homepage.

Other Videos

Ortaçağ’da köylünün hayatı zaten dramdı ama asıl komedi üst kattaydı: soylular ve kilise.   Şatoda oturan soylu, bütün gün hiçbir şey yapmayıp “Tanrı böyle istemiş” diyerek senin buğdayına çöküyor. Kilise de sahneye girip, “Dünyada çektiğin çileler ahirette VIP paket olacak” deyip senden ondalık vergiyi alıyor. VIP paketi alan yok, vergi daima tam. Köylü sabanla belini kırarken, soylu şatodaki uzun masada av etini yer, üstüne de “Aman israf olmasın” diye şarap döker. Rahip ise kürsüden sabır tavsiye ederken, kilisenin mahzeninde altınlar sabredemeyip taşar. Günah çıkarmaya giden köylü, çıkarken daha da fakirleşmiş halde çıkar; çünkü cennet puanı için para bırakmak şarttır. Trajedi şu: Aç olan hep “tevekkül et” tarafında, tok olan hep “bu bir imtihan” anlatan tarafta. Kutsal emanet diye “azizin tırnağı, İsa’nın sakalı” diye vitrinde gezen şeylerin yarısı muhtemelen köy berberinden, ama sorgulamak da yasak tabii. Yağmur yağmayınca günahkâr sensin, ürün iyi olunca “şükürler olsun” diye sahneye yine onlar çıkıyor. Soylu ava çıkınca “asalet”, köylü ormanda odun toplayınca “kaçakçılık” sayılıyor. Adalet terazisi var ama zinciri şatonun tavanına asılı; sana pek sıra gelmiyor. Özetle: Ortaçağ’da hayat dev bir tiyatroydu; sen figürandın, soylu başroldü, kilise de hem yönetmen hem bilet kesendi. Perde hiç kapanmıyor, aynı oyun nesiller boyunca sahneleniyordu. Yine de köylü her sabah kalkıp tarlaya gidiyor, “Belki bu sefer alkışlar bizim için çalar” diye içinden geçiriyordu. Böyle tarihsel mizahların devamı için videoyu beğenmeyi ve takip etmeyi unutma! 🎭📜
Ortaçağ’da köylünün hayatı zaten dramdı ama asıl komedi üst kattaydı: soylular ve kilise. Şatoda oturan soylu, bütün gün hiçbir şey yapmayıp “Tanrı böyle istemiş” diyerek senin buğdayına çöküyor. Kilise de sahneye girip, “Dünyada çektiğin çileler ahirette VIP paket olacak” deyip senden ondalık vergiyi alıyor. VIP paketi alan yok, vergi daima tam. Köylü sabanla belini kırarken, soylu şatodaki uzun masada av etini yer, üstüne de “Aman israf olmasın” diye şarap döker. Rahip ise kürsüden sabır tavsiye ederken, kilisenin mahzeninde altınlar sabredemeyip taşar. Günah çıkarmaya giden köylü, çıkarken daha da fakirleşmiş halde çıkar; çünkü cennet puanı için para bırakmak şarttır. Trajedi şu: Aç olan hep “tevekkül et” tarafında, tok olan hep “bu bir imtihan” anlatan tarafta. Kutsal emanet diye “azizin tırnağı, İsa’nın sakalı” diye vitrinde gezen şeylerin yarısı muhtemelen köy berberinden, ama sorgulamak da yasak tabii. Yağmur yağmayınca günahkâr sensin, ürün iyi olunca “şükürler olsun” diye sahneye yine onlar çıkıyor. Soylu ava çıkınca “asalet”, köylü ormanda odun toplayınca “kaçakçılık” sayılıyor. Adalet terazisi var ama zinciri şatonun tavanına asılı; sana pek sıra gelmiyor. Özetle: Ortaçağ’da hayat dev bir tiyatroydu; sen figürandın, soylu başroldü, kilise de hem yönetmen hem bilet kesendi. Perde hiç kapanmıyor, aynı oyun nesiller boyunca sahneleniyordu. Yine de köylü her sabah kalkıp tarlaya gidiyor, “Belki bu sefer alkışlar bizim için çalar” diye içinden geçiriyordu. Böyle tarihsel mizahların devamı için videoyu beğenmeyi ve takip etmeyi unutma! 🎭📜

About